Raporun değerledirme kısmında “Eylül ayı verileri, siyaset ve devlet kademeleri ile bürokrasinin, anayasanın laiklik ilkesini hiçe sayarak tamamen dini içerikteki programlarını sürdürdüğünü göstermektedir” dendi.
‘İDAM’ DAYATMASI
Yüksek yargıda tarikat ve cemaat bağlantılarının arttığına vurgu yapılan açıklamada “Kadın ve çocuk cinayetleri başta olmak üzere ülkemizde artan istismar ve şiddeti gerekçe gösteren gerici unsurların ‘idam cezası’ ve ‘yeni anayasa’ dayatmasından bağımsız olmadığı görülmelidir. Açıkça şeriat propagandası içeren bu söylemler, ülkemizin büyük bir karanlığa doğru hızla itildiğini ortaya koymaktadır” ifadeleri kullanıldı. Filistin destek yürüyüşlerinin de cihat eylemlerine döndüğünün belirtildiği raporda “İsrail’in Filistin’e dönük saldırganlığı siyasi iktidar ve dinci gerici çevreler tarafından laiklik karşıtı eylem ve söylemlere kılıf olarak kullanılmaya devam etmiştir. Hilafet ve cihat çağrılarının yapıldığı gövde gösterileriyle ümmet vurgusu anayasanın, Cumhuriyetin ve laikliğin açıkça hedef alınması anlamına gelmektedir” değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporda eğitim sisteminin hızla dinselleştirildiği de vurgulanarak “Siyasi iktidarın yetkili ağızları tarafından açıkça dillendirilen ‘bilimsel değil, dini eğitim’ vurgusu ülkemizin nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu göstermektedir. 2024- 2025 eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adı altında uygulamaya konan eğitim programı, bilimdışı ve hurafelerle dolu bir karanlığın gelecek kuşakları gericilik kıskancına mahkûm etmeyi hedeflediğini ortaya koymaktadır” denildi.